PUSAT ''Zafere giden yolda çekilen çile kutsaldır''
Aytaç'ın YERİ  
 
  Bilgisayar Hakkında Herşey 02.05.2025 09:33 (UTC)
   
 

Bilgisayar Nedir?
Tanım; önceden tanımlanmış bir dizi işlemi ya da komutu en az emek gereksinimi ile gerçekleştirmek için bir araya getirilmiş mantıksal devrelerin yani elektronik düzenlerin birleşimidir.
Bilgisayardan yerine getirilmesi istenen ve belirli bir amaca yönelik olan bir dizi komuta program adı verilir.
Bilgisayar sistemi donanım(harware) ve yazılım(software) olmak üzere iki alt sistemden oluşur. Donanım sistemi, elektronik devreler, ekran, klavye, kablolar ve mekanik aksamların yer aldığı bilgisayarın fiziksel elemanlarıdır. Yazılım sistemi ise, söz konusu fiziksel sistemi adeta canlandırarak bilgisayar haline dönüştüren tüm programların oluşturduğu kesime verilen addır.

Bilgisayarları oluşturan genel parçalar...
Bilgisayarlar belirli elektronik elemanlardan oluşurlar. Kullanılacağı işe göre hız ve özellik açısından farklı elemanlar bir araya getirilerek bilgisayar oluşturulur. Bilgisayarların ortak kullandıkları elemanlar vardır. Bunlar elektronik kartlar, işlemci(CPU), ram ve diğer görevli kartları üzerinde barındıran ana kartlardır. Bunlar bilgisayarda olmazsa olmaz elemanlardır. Elemanların hızları ve özellikleri arttırıldıkça da bilgisayarın hızı bunlara oranla artmış olur. Bu elemanlar bilgisayarın Kasa diye bilinen elektronik parçaları dış faktörlerden koruyan enerji sağlayan birimde saklanır. Daha sonra Klavye, Mouse, Ekran gibi bilgisayarla ilişkimizi sağlayan çevre birimleri olarak tanımlanan elemanlar gelir; Şimdi bunları kısaca inceleyelim.....

CPU (İşlemci)
Bilgisayarın beyni diye tabir edebileceğimiz bir elemandır. CPU'nun açılımı Central Processing Unit türkçesiylede merkezi işlem birimidir. Bilgisayarda yapılan bütün işlemler CPU'da işlenir, yorumlanır. Dolayısıyla hızı tümüyle bilgisayarı etkiler. CPU'lar hakkında diğer sayımızda daha fazla açıklamalarda bulunacağız. Çünkü CPU üstü kapalı geçilecek bir eleman değildir.

ANA KART (MAIN BOARD)
Ana Kart bilgisayara takılan parçaların toplandığı yerdir ve hızı bilgisayarın performansında çok önemli yer tutar. Ana kartlar üzerinde bulunan yuvalar(Slot) sayesinde bilgisayara yeni parçalar ilave edebiliriz. Bunlar kısaca CPU'nun takıldığı yuva, Ram'ların takıldığı yuvalar, Ekran Kartı, Ses Kartı vb. kartların takılabildiği ISA ve PCI yuvalar, yeni çıkan bordlarda ekran kartları için özel geliştirilen AGP yuva gibi, belli başlı yuvalar vardır.

RAM
Bilgisayar çalışırken bazı bilgileri geçici olarak bir yere kaydeder. Bunu sağlayan elemana ise Ram adı verilir. Ram bilgisayarın performansı ile doğru orantılıdır. Ram'ler boyutlarına ve cinslerine göre ayrılırlar. Örneğin; 32 Mb SD-Ram vb. Buradan geçici olarak 32 Mb bilgi depolayabildiğini ve SD yuvalara takılabilen bir Ram olduğunu anlarız. Şu anda en çok kullanılan Ram'ler SD Ram'lerdir. Bilgisayar alırken bunları göz önünde bulundurarak seçim yapmalısınız.

HARD DISK
Hard Disk bilgisayara bilgilerimizi depolayabildiğimiz, gerektiğinde silebildiğimiz birimdir. Hard Disk'ler depolayabildikleri bilgi kapasitesi ile anılmaktadırlar. (2,1 GB ; 3,2 GB gibi.) Bir bilgisayara en fazla 4 tane Hard Disk takılabiliyor. Hard Disk'ler IDE ve SCSI olarak ikiye ayrılırlar. En çok kullanılanları ise IDE kontrollü olanlarıdır. SCSI kontrollü hard diskler ise yüksek performans isteyen kullanıcılar için geliştirilmiştir. Kendinize bilgisayar almak isterseniz, IDE kontrollü bir hard disk sizin için yeterli olacaktır. Hard disk alırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta hızı ve kapasitesi olmalıdır. Bilgilerimizin sürekli Hard Disk'ten çağırılıp Hard Disk'e kaydedildiğini düşünürsek bilgisayarın performansına da ne kadar etkili olduğunu çıkarabiliriz...

DİSKET SÜRÜCÜSÜ
Bilgisayar sisteminin en hantal parçası olan disket sürücüler iki çeşittir. Bunlar; 5,25 inç'lik ve 3,5 inç'lik disket sürücülerdir. Günümüzde en çok kullanılan disket sürücüleri 3,5 inç 1.44 MB'lik olanlarıdır. 5,25'lik disket sürücüleri ise ilk çıkan disket sürücülerdir ve şu anda bulmak oldukça zordur. 5,25 inç'lik disketler gerek kullanım kapasitesinin düşüklüğü, gerekse yıpranmaya açık olmaları nedeniyle kullanımdan kalkmıştır.

EKRAN KARTI
Ekran kartları bilgisayarda yapılan işleri ekrana yansıtan elemandır. Ekran Kartlarının hızlı olması ekrana gelen görüntünün kalitesinin artması demektir. Bilgisayar kullanıyorsanız, kaliteli bir görüntü sizin için vazgeçilemeyecek bir özellik olsa gerek. Bu yüzden son zamanlarda geliştirilen ekran kartları bizlere farklı olanaklar sunuyor. Ekran kartı seçerken AGP yuvalara takılabilir olmasına dikkat edin. Çünkü AGP yuva görüntünün daha iyi elde edilmesi için geliştirilmiştir. Bu yüzden alacağınız ekran kartının AGP olmasına dikkat edin.

KASA
Bilgisayarın tüm parçalarını bir arada tutarak dış etmenlerden koruyan ve enerji sağlayan üniteyi içeren birimdir. İki çeşidi vardır. Birincisi Desktop (Slim) ya da pizza kasa adı verilen ve monitör altında yatay olarak duran modeldir. Bu modeli bilgisayarınızın daha az yer kaplamasını istiyorsanız tercih etmelisiniz. Diğer model ise mini Tower adı verilen modeldir. Bu modellerde dik olarak dururlar ve bilgisayarımıza yeni parçalar eklerken genişleme olanakları slim kasalardan daha fazladır. Mini tower kasaların Midi tower ve Big tower adı verilen daha yüksek ve geniş modelleri de bulunmaktadır.
Kasaları birbirinden ayıran diğer özellikleri ise, power supply adı verilen güç kaynaklarıdır. Yeni ana kartların üzerinde yer alan güç konnektörleri iki çeşittir. Bunlar AT adı verilen eski model güç kaynağı bağlantısı ve ATX adı verilen daha gelişmiş güç yönetimi sağlayan sistemlerdir. Şu an üretilen ana kartların çoğu hem AT hem de ATX konnektörlü üretilmektedir. ATX konnektörlü bir ana karta ve ATX bir kasaya sahipseniz size bazı kolaylıklar sunulur. Bu kolaylıklardan bir kaçı şöyle sıralanabilir; Win95 ya da Win98'de bilgisayarınıza kapat komutu verdiğinizde bilgisayar kendisi kapanabiliyor, On NOW teknolojisi ile bilgisayarınızı uyku konumunda bırakabiliyorsunuz. Bu sayede hem daha az elektrik harcamış olursunuz, hem de hiç vakit kaybetmeden bilgisayarda en son yapılan işleme devam edebilirsiniz. Ayrıca bilgisayarınıza bir faks -modem kartı taktığınızda, bilgisayarınız kendiliğinden açılıp faks alabilir.

Bellek

Bellek bilgisayarın çalışan yüzeyidir ve doğrudan işlemciye bağlıdır. Bir programı çalıştırmak istediğinizde, program belleğe yüklenir; harf yazdığınızda, harf bellekte saklanır. Bu nedenle bilgisayardaki bellek miktarı, çalıştırılacak programın büyüklüğünü belirler. 1961'de intel, ilk RAM çipini yarattı. RAM, Random Acces Memory (Rasgele Eritimli Bellek) deyiminin kısaltılmışıdır. Günümüzde birçok değişik bellek türü vardır. Bunları inceleyeceğiz. RAM ' de bilginin saklanması için sürekli bir elektrik enerjisine ihtiyaç vardır. Bunu da bilgisayar açık olduğu zaman anakart(mainboard) üzerinden temin eder. Dolayısıyla bilgisayarınızı kapattığınızda sürekli elektrik enerjisini alamaz ve RAM'de saklanan bilgiler yok olur. Diğer bellek türleri ise kısaca;

ROM (Read Only Memory) yalnızca okunabilen bellek türüdür. ROM'lara biz kullanıcı olarak bilgi yazamayız. ROM 'lara yalnızca üretici firma tarafından bilgiler yazılır. Bir daha değiştirme şansınız yoktur.

DRAM

DRAM (Dynamic Random Access Memory) ya da dinamik RAM, birçok bilgisayarda kullanılan RAM türüdür. Bilgi, elektriksel olarak DRAM çiplerinde korunur. DRAM'ın etkin kalabilmesi için düzenli bir elektrik akımına ihtiyacı vardır. DRAM'da korunan bilgiler bilgisayar kapatıldığı anda yok olur. Bu özelliğinden dolayı DRAM'lara uçucu bellekte denir. Mevcut bellek çiplerinin çeşitliliğine karşın, bilgisayar belleğinden söz edildiği zaman akla hep DRAM gelir.

EDO RAM

EDO RAM 'lar (Enhanced Dynamic Output) 72 pinlik slotlara takılırlar. EDO RAM' lerin erişim süreleri ise 60-70 ns (nanosaniye) arasında değişmektedir. Bu RAM'ler, DRAM'lardan daha hızlıdır, 486 makinelerden sonra gelen Pentium işlemcili makinelerde kullanılmaya başlanmıştır. Son zamanlara kadar da bu böyleydi. Ancak, MMX teknolojisiyle birlikte yavaş yavaş S-DRAM'lere geçilmeye başlandı ve günümüzde de yerini tamamiyle S-DRAM ' lere bıraktı. Yeni çıkan PII bordlarda artık EDO RAM için bir slot ayrılmıyor.

S-DRAM

Senkronize DRAM ya da S-DRAM sistem saat hızında çalışabilen yeni bellek tipidir. Bu önemlidir çünkü CPU'ların dış saat hızları giderek artmaktadır. Ana bellek ile CPU arasındaki fark büyümektedir ve bu fark yalnızca S-DRAM'de giderilebilmektedir. Bu durum yüksek teknolojili sistem üreten firmalar için S-DRAM'i sistem belleği olarak kullanmaya uygun hale getirir. Bunun bir çok anlamı vardır;


SES KARTLARI

Bilgisayarlar bilindiği üzere sayısal aletlerdir. Fakat ses ise analogtur. Bilgisayara taktığımız ses kartı sayısal olarak tutulan ses bilgilerini analog ses sinyalerine, ve aynı zamanda da analog ses sinyallerini sayısala çevirebilmektedir. Hoparlörden almış olduğumuz ses, dijital sinyalin anolog hale dönüştürülmüş şeklidir. Mikrofondan bilgisayarınıza kaydettiğiniz sesler de anolog sinyallerin bilgisayara dijital olarak aktarılmasıdır. Peki nedir bu dijital ve analog terimleri. Dijital sinyaller 0 ve 1 kodlarından oluşmaktadır. Anolog işaretler ise genliği sürekli değişen sinyallerdir. İşte bu aradaki çevirme işlemlerini yapan karta Ses Kartı adı veriyoruz.

İlk bilgisayarlar bir ses sinyalini işleyecek güce sahip değillerdi. Hatta bilgisayar kullanıcıları 80'lerin sonunda ilk ses kartlarının ortaya çıkmasına kadar basit bip seslerinden başka bir şey duyamadılar. 8 bitlik Sound Blaster ile başlayan seri, bilgisayar üzerinde ilk kez 'Digital Sound' kavramını tanımamızı sağladı. AdLib sayesinde, bilgisayarlar FM sentezi ile müzik konusunda biraz yol almıştı, ama Sound Blaster' in digital sound kanalı ile artık bilgisayalarda digitize edilmiş konuşmalar ve efektler de duyulabiliyordu. Creative firmasının Sound Blaster ile başlayan başarı öyküsü, 8 bitlik stereo Sound Blaster Pro ile devam etti. Ardından gelen Sound Blaster 16 ses kartları ile Creative firması, ses kartında standartları belirleyen firma olduğunu herkes kabul ettirdi.


MODEM NEDİR ?

Modem; bilgisayarların telefon hatlarını kullanarak bilgi alıp vermesini, haberleşmesini sağlayan aygıttır. Sayısal bilgiyi telefon hatlarından geçebilecek şekle dönüştürmek için modülasyon; gelen veriyi tekrar bilgisayarın anlayabileceği duruma getirmek için demodülasyon işlemi yapması nedeniyle modem adını almıştır.Modemler size internete ulaşmayı, uzaktaki bir bilgisayarı kontrol etmeyi, karşılıklı olarak her türlü haberleşmeyi sağlar. Faksınızı çekebilir, kağıda gereksinim duymadan faksınızı alabilirsiniz. Telefonun ahizesini kaldırmadan görüşme yapabilir, onun bir telesekreter gibi çalışmasını sağlayabilirsiniz.

NE İŞE YARAR ?

Modemler, gelişmiş telefonlardır. Farklı yerlerdeki bilgisayarları, terminalleri, printerleri uzun mesafelerden birbirlerine veya büyük sistemlere bağlamakta kullanılırlar. Modeminiz aracılığıyla gerçekleştireceğiniz iletişim, iş ve özel hayatınızı kolaylaştırmaya yöneliktir. Dosya transferi ile bilgi paylaşımı sağlayabilirsiniz. Modem ve bilgisayar sayesinde evinizden işyerinize bağlanıp çalışabilirsiniz. Bilgi hatlarını arayarak araştırma yapabilirsiniz. Internete bağlanıp tüm dünyayı dolaşabilirsiniz. E-Mail sistemine sahip iseniz dünyanın herhangi bir yerindeki bir kullanıcıyla elektronik mektup alışverişi yapabilirsiniz. Aracı kurumlara bağlanıp borsa oynayabilir, eski dönem bilgilerini alabilirsiniz.

INTERNAL VE EXTERNAL MODEM


Modemlerin iki çeşidi vardır: Internal (dahili) ve external (harici) modemler. Internal modemler birer karttır ve bilgisayarın içindeki bir slota takılırlar. External modemler ise kasanın dışında bulunur ve seri çıkışların birinden ara kablo yardımıyla bilgisayara bağlanırlar. External modemlerin internal modemlerden farkı sadece kartın bilgisayar kasasının dışında bulunmasından,bir kasa tarafından korunmasından ve iletişim durumunun LED ler tarafından gözlerönüne serilmesinden mevcuttur.Aşağıda external modemlerde bulunan ve modemden modeme bulundukları yer ve sıralanış açısından farklılık gösteren LED lerin anlamlarını bulabilirsiniz.


Optik Saklama Sistemleri

Bilgisayarların yaygınlaşmaya başladığı, 80086-80286'ların çıktığı yıllarda, bilgisayarların harddisk'i olmadığı için çogu disket ile açılıyordu. O dönemde 20 MB'lik bir harddisk lüks sayılırdı. Bir diskete rahatlıkla bir editör program, çok iyi bir veri tabanı programı ve oyun sığabilirdi. Zamanla bu kapasite yetmemeye başladı ve saklama birimlerinin önemi arttı. Saklama birimlerinin teknolojisinde büyük yenilikler yapıldı. Yeni teknolojiler oluşturuldu.

Saklama birimleri temel olarak ikiye ayırabiliriz. Bunlar manyetik saklama birimleri (sabit disk, DAT, floppy disk ...) ve optik saklama birimleri (CD ROM, DVD...). Ayrıca magneto-optik saklama birimleri adı verilen sistemleri de optik saklama birimlerinin içinde sayabiliriz.

Bilgi taşımak için manyetik sistemlere alternetif olarak optik sistemler ortaya çıktı. İlk önce CD kullanılmaya başlandı. Yüksek kapasitesi ve manyetik ortamlardan (mıknatıs, vb.) etkilenmemesi nedeniyle kullanımı çok çabuk yaygınlaştı. 650 MB'lik data ve 74 dakikalık Audio (ses) kapasitesi ile bilgisayar piyasasını sarsan CD'nin yerini gelecekte 4.3-17 GB kapasiteleri ile DVD'lerin alacağı görünüyor.

CD
CD, ilk çıktığı zamanlarda yalnıca müzik dinlemek için Audio CD olarak kullanılıyordu. Daha sonra yüksek kapasitelerinden dolayı data saklama birimi olarak kullanılmaya başlandı. CD sürücülerinin ucuzlaması ve hızlarının gün geçtikçe artmasından dolayı PC'lerin standart donanımı olmuştur.

DVD
DVD'ler ilk önceleri video uygulamaları için düşünülmüş ve uygulanmaya başlanmıştır. Yine yüksek kapasitelerinden dolayı data saklamada kullanılmaktadır. En düşük kapasiteli DVD bir CD'nin dört katıdır. Buna karşın fiyatları yüksek olduğundan pek yaygın değildir. Bu gidişle yakın gelecekte CD'nin tahtını alacaktır.

Magneto-Optik Sistemler
Magneto optik diskler çalışma prensibi olarak Harddisk'lerle CD-ROM'ların bir bileşimi olarak düşünülebilir. Magneto-Optik diske bilgi yazılmadan önce bilgi yazılacak kısımın +200 C°'ye kadar lazerle ısıtılması gerekir. Ancak bu işlemden sonra o konumda bulunan manyetik bilgi manyetik bir kafa sayesinde (Örn; Harddisk kafası gibi) değiştirilebilir. Magneto-Optik disklerin yapısı disket kabının içine konulmuş bir CD'ye benzer. Yaklaşık 230 MB. kapasiteye sahiptirler.


ANA KARTLAR
Anakartların çeşitlerini ve anakart alırken dikkat edilmesi gereken konuları inceleyeceğiz.


Anakart, bilgisayarınızın hızı ile doğrudan etkilidir. Ek kartlar, sürücüler ve bağlantılar anakart üzerinde yeralır. Anakart, terfi olanaklarını belirleyen ana parça olduğu için özenle seçilmesi gerekir.

Anakartlar, öncelikle üzerine takılacak işlemciler bazında gruplara ayrılırlar. Pentium ve Pentium MMX’ ler için aynı, Pentium II, Celeron ve Pentium Pro işlemciler için ayrı ayrı anakartlar kullanılır. Aynı işlemci için tasarlanmış anakartlar, içerdikleri yonga setine bağlı olarak alt gruplara ayrılırlar. Pentium Pro işlemciler için yalnızca tek tip yonga seti bulunur.

Pentium anakartlar için FX, Pentium MMX anakartlar için VX, HX ve TX yonga setine sahip anakartlar üretildi. FX, uzunca bir zaman önce ortadan kalktı. Diğerleri de piyasadan kalkmak üzere olduğu için, teknik ayrıntılara girilmeyecektir. Pentium II’ den önce, anakartlar içerdikleri ön bellek miktarına göre de ayrılırlardı. FX yonga setli anakartlar 128 ve 256 KB, VX, HX ve TX’ ler 256' ya da 512 KB ön bellek ile satılıyorlardı. Son dönemde TX anakartların 1 MB ön belleğe sahip olanları çıkmıştır.

Pentium II anakartlarında ilk önce FX yonga seti kullanılırken, şu anda LX ve BX yongası hakim olmuştur. LX ve BX anakartlar arasındaki temel farklar, BX' in 333 MHz 'den daha hızlı işlemcileri de desteklemesi, 100 MHz SDRAM desteği, 100 MHz sistem(Bus) hızı desteğidir. BX yonga setli kartlar piyasaya çıkmadan önce ISA slot bulunmayacağı belirtiliyordu, fakat öyle olmadı. Hala BX chip setli anakartlar üzerinde az da olsa ISA slotlara yer veriliyor. FX hariç, LX ve BX yonga setli anakartlar AGP (Accelerated Graphics Port – Türkçe’siyle Hızlandırılmış Grafik kapısı) adı verilen yeni bir yuva barındırıyorlar. Bu yuva ekran kartları için geliştirilmiştir ve ekran kartları bu yuvada PCI yuvalardan çok daha hızlı çalışmaktadır.

Anakartların bir diğer gruplanma şekli de, kullanılacakları kasanın yapısına göredir. Piyasada genellikle Mini Tower boyunda satılan AT yapılı kasalara uygun anakartlar, Baby AT adıyla anılır. ATX yapılı, otomatik kapanmalı, ayrı bir yerleşim düzenli, pratik sökme takmalı, modern güç kaynakları ve daha iyi soğutmalı kasalara göre yapılan anakartlar, ATX yapılı anakartlar olarak belirtilir. Pentium, Pentium MMX, Pentium II ve Celeron işlemcili anakartların Baby AT ve ATX yapılı modelleri bulunur. Pentium II ve Celeron' lar da genellikle ATX tercih edilir. Bir de yeni çıkan NLX yapılı kasa ve anakartlar var. NLX yapısında, genişleme yuvalarının ve bunları takılı kartların bulunduğu kısım, pratik bir şekilde anakarttan sökülerek kasadan dışarı çıkarılabilir. Böylece, bir mandalı gevşetip tüm kartları dışarı çekerek gerekli değişiklikleri yapabilirsiniz. NLX yapılı anakartlar, ekran kartı, ses kartı ve ağ kartı üzerinde entegre edilmiş şekilde gelir. Anakartın üzerinde bulunan ekran, ses ve ağ kartlarından daha kalitelilerini kullanmak istiyorsanız, entegre olanı iptal edip, istediğiniz kartı ayrıca takabilirsiniz.

Anakart seçiminde dikkat edilmesi gereken bir konu, genişleme yuvalarının sayısıdır. Genişleme yuvaları, ekran kartı, ses kartı, faks-modem kartı, ağ kartı, SCSI kartı gibi eklentilerin takıldığı yuvalardır. Ne kadar çok boş yuvanız olursa o kadar çok kart ilave edebilirsiniz. Piyasada, ekran kartları AGP ve PCI, ses kartları, modemler ve ağ kartları ISA ve PCI olarak bulunur. Ekran kartının AGP olanını, diğer tüm kartların PCI olanlarını, anakartın da en çok PCI yuvaya sahip olanını tercih ederseniz, ideal bir seçim yapmış olursunuz. Alacağınız Pentium II anakartların ATX yapılı, 4 adet Ram bellek yuvalı, BX yonga setli olanını seçmenizi öneririz. Entegre SCSI, klavyeden, fareden, modemden açılma gibi özellikleri olan anakartlar da değerlendirmede artı puan kazandırır. Pentium anakartların çift işlemci takılabilenleri de vardır. Bu tür anakartları da kullanacağınız işlere göre seçmelisiniz. Celeron işlemciler için, EX yonga setli ayrı bir model anakart bulunur. Genelde daha az genişleme yuvası ve Ram yuvası içeren bu kartlar yerine, biraz daha paranıza kıyıp, bir Pentium II almanızı öneririz.

Manyetik Saklama Birimleri
Sabit disk (harddisk) ve disketler (floppy diskler) manyetik saklama birimleri olarak da adlandırılırlar. Bu disklerin çalışma prensipleri temelde aynıdır. Bir manyetik yüzeyin üzerindeki demir tozlarının, bir mıknatıs ile diziliminin değiştirilmesi ile çalışır


Şekilde görüldüğü gibi yazmak için bir elektromıknatıs kullanılmaktadır. Okumak için ise manyetik değişmeleri algılayabilen bir algılayıcı kullanılmaktadır. Bu alınan değişimler ard arda getirilmesi ile dijital sinyal elde edilir. Bu bilgiler itlenerek bilgiler (data) elde edilir.

Disketler (Floppy Diskler)

Bilgisayarların yaygınlaşmasından bugüne kadar en çok kullanılan saklama birimi disketlerdir. Bunun birçok nedeni var. İlk zamanlarda programların kısa olmasından dolayı çok tutulmuşlardı. Günümüzde ise kapasiteleri az (CD'ye ve HDD'ye göre) gelse de, ekonomik (back-up üniteleri ve CD kayıt edicilerine göre) oldukları için hala kullanılmaktadırlar.

İki çeşit disket vardır. Bunlar 5.25 ve 3.5 inchlik floppy disklerdir. Bunlar kapasiteleri bakımından da high-density (HD) ve double-density (DD) olmak üzere ikiye ayrılırlar.


DD (double-density) HD (high-density)
5.25 inch 360 KB 1.2MB
3.5 inch 720KB 1.44MB

Disket ilk alındığında kullanıma hazır değildir. İlk önce formatlama (biçimlendirme) dediğimiz işlemin yapılması gerekmektedir. Bu işlem ile diskin üzerine yazılacak olan kısımlar belirlenir ve diskin kapasitesi (DD-HD) belirlenir.

5.25 inchlik disketlerin şekli, zarfın içine konmuş bir diske benzer. Zarfın üzerindeki deliklerden manyetik disk görünmektedir. Diğer deliklerin ve kertiklerin ise birer görevleri vardır. Diskin merkezine yakınındaki delik sayesinde bilgisayar diskin dönme hızını kontrol edebilmektedir. Disketin sol tarafındaki kertik sayesinde yazmaya karsı koruma (write-protected) sağlanır. Sağ tarafındaki kertik sayesinde ise diskin HD veya DD olduğu belirlenir.

3.5 inchlik disketler ise plastik kutunun içine konmuttur. Bu disketlerde manyetik disk dışarıdan gözükmez. Diski koruyan yaylı bir kapak mekanizması vardır. Disket sürücüye takıldığı zaman bu kapak açılır ve okuyucu kafalar diskin üzerine oturur. Böylece okuma işlemi yapılır. 5.25 inchlik disketlerdeki gibi bu disketlerde de özel amaçlı delikler var. Bunlardan sol taraftaki kapasiteyi belirtmeye, sağ tarafta kilit mekanizması olan ise yazmaya karşı korumaya yarar.

Ekranlar

Ekranlar (monitörler) PC'nin en önemli çıktı birimidir. Bu ay ekranların çeşitlerini, çalışma prensiplerini, temel özelliklerini ve insan sağlığına etkilerini inceleyeceğiz.

Monitörler yapıları bakımından ikiye ayrılırlar: Katot ışın tüplü (CRT: Chatode Ray Tube) ekran ve sıvı kristal ekran (LCD: Liquid Crystal Display).

CRT'nin (Chatod Ray Tube) Çalışması

Çalışma prensibi televizyon ile aynı olan katod ışınlı ekranlar, en çok kullanılan ekran çeşitidir. İlk zamanlarda sadece siyah üzerine yeşil yazı yazabilen ekranlar artık milyonlarca renkle resim gösterebilmektedirler.

Bilgisayarların ilk çıktıklarından bu yana bu ekranların temel yapılarında pek bir değişiklik olmamıştır. Bu ekranların içinde TV’ deki gibi bir trafo, gerekli ayarları yapan kartlar ve bir katod ışın tüpü vardır. Katod tüpü huniye benzeyen içindeki hava boşaltılmış, ön yüzeyi fosfor ile kaplanmış bir cam fanustur. Bu tüp de üç kısımdan oluşmaktadır: elektron tabancası (her bir noktayı oluşturacak olan elektronları hızlandırıp yönlendiren mekanizma), maske (sadece renkli ekranlarda bulunur ve üç temel renk olan kırmızı,yeşil ve maviyi içerir) ve fosfor tabakası (üzerine çarpan elektron parlar ve görüntüyü olutturur.).

Elektron tabancasında hızlandırılan bir elektron ekran kartının istediği noktaya düşürülür. Elektronun düştüğü bu nokta fosforla kaplı olduğu için parlar. Bu işlem sol üst köşeden başlayarak, sırayla tüm satırların ve sütunların taranması ile devam eder. Bu tarama işlemi sonucunda görüntü elde edilir. Bu tarama işlemi, görüntünün rahatsız edici olmaması için çok hızlı olmak zorundadır. İnsan gözünün ortalama 25 görüntü hissedebilmesine karşın ekrandan alınacak görüntü saniyede 60 resimden az olduğu zamanlar gözü, kısa sürede yorar.

Renkli ekranları çalışması ise biraz farklıdır. Renkli ekranlarda fosfor tabakasından önce bir maske tabakası ve üç tane elektron kaynağı vardır. Bu elektron kaynaklarının her biri bir ana rengi(kırmızı, yeşil ve mavi) ifade eder (fakat çıkan elektronlar özdeştir). Maske ise üzerindeki renkli kanallara düşen elektronları renklendirerek fosfor tabakasına gönderir. Maskedeki üç ana rengin birleşmesi ile ekrandan milyonlarca renk görebiliyoruz.

LCD'nin (Liquid Crystal Display) Çalışması

Tüplü ekranlara göre çok ince ve hafif olan LCD'lerin yapısı çok farklıdır. Normalde düzensiz şekilde bulunan ve elektrik verildiği zaman düzenli bir sekil alan özel bir sıvı kristal içerir. Bu yapıyı oluşturmak çok zordur. Bu yüzden tüplü ekranlara göre fiyatları çok yüksektir. Gelişen teklonoji ile bu işlemlerin maliyeti düşerse LCD ekranlar tüplü ekranların yerini alabilirler.

Temel Özellikleri

Ekranlar, köteden köteye olan mesafeleri ile ifade edilir. 14", 15", 17" ve 21" gibi ebatlarda ekranları piyasada bulabilirsiniz.

Ekranlardaki görüntü piksel adı verilen noktalardan meydana gelir. Bir ekranın kalitesini belirleyen bazı kriterler vardır. Bunlar; piksel sayısı, piksellerin aralarındaki mesafe ve bu piksellerin tamamının saniyede kaç defa yenilendiğidir.

Bir ekranın çözünürlüğü yataydaki ve dikeydeki gösterebildiği piksel sayısıdır. Mesela 1024x768 denildiğinde anlıyoruz ki ekran 1024 sütun ve 768 satır gösterebilmektedir.

Tarama frekansı ise saniyede gösterebildiği görüntü sayısıdır. Ekran taramayı sol üst köşeden başlayarak teker teker tüm satırları tarayarak sağ alt köşede bitirir. Düşey tarama frekansı, her bir satırından saniyede kaç defa geçildiğinin bir ölçütüdür ve tarama frekansı ile aynı değere sahiptir. Yatay tarama frekansı ise sütunların taranmasının bir ölçütüdür. Değeri ise düşey tarama frekansı ile sütunların çarpımına eşittir.

Bir ekranın 800x600 çözünürlükte 85Hz tarama frekansı varsa, bu ekranın saniyede 85 defa görüntüyü yenilediğini ve yatay tarama frekansının 68000Hz (68kHz) olduğu anlaşılır.

Tarama frekansı insan sağlığı için çok önemlidir. 60 Hz'in altındaki ekranlar bariz şekilde titrerler ve uzun süre kullanımlarda gözü yorar. Şu anda piyasada 60 Hz ile 160 Hz arasında tarama frekansına sahip ekranlar var

 
  Seçenekler
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  SAAT



naazimca.com

 



Create Shock Text

  TAKVİM
Myspace Stuff

Calendar Provided By : naazimca

  MP3 PLAYER

naazimca!


 
Bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!
PUSAT ''Zafere giden yolda çekilen çile kutsaldır'' Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol